Cumhurbaşkanı Erdoğan, artan vakaların ardından yeni tedbirlerin ele alındığı Kabine toplantısı sonrası konuştu. Yeni koronavirüs risk haritası yayınlandı, 58 il kırmızı kategoriye geçti.
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
” Türkiye’nin bugüne kadar elde ettiği kazanımların neticesinde değişimleri hep korumuş olmasıdır. Salgın döneminde de bu çizgiden asla kopmadık. Geçtiğimiz yıl yargı reformu strateji belgemizi hazırlamış ardından da buna uygun hukuki adımlarımızı atmaya başlamıştık.
“TAKVİME UYGUN DEVAM EDECEĞİZ”
Bu ayın başında insan eylem hakları planını kamuoyuna sunduk. Yaklaşık 3 hafta öncede ekonomik reformlarımızı açıklamıştık. Türkiye ekonomisinin potansiyelinin göstergesi zaman zaman ortaya çıkan temelsiz finans hareketleri değil işte bu reform gündemidir. Hukuktan ekonomiye kadar uzanan ve milletimiz tarafından memnuniyetle karşılanan reform programlarımızın takvimine uygun devam edeceğiz.
Türkiye’ye merkezinde milletin yani insanın olduğu yeni bir anayasa kazandırmayı amaçlıyoruz. Darbelerin veya olağanüstü dönemlerin ürünü olarak hazırlanan anayasaların milletimizin beklentilerine cevap veremediği kısa sürede ortaya çıkmıştır. Anayasalar yaşayan metinler olduğu için elbette değiştirilebilir.
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’NİN YETENEĞİNİ SALGINDA GÖRDÜK”
Ülkemizin yönetim sistemini değiştirmek için en köklü değişimi gerçekleştirmemize rağmen mevcut anayasamızda bu arızayı gideremedik. Yeni ve sivil bir anayasa konusunu tekrar gündeme getirmemizin sebebi budur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemize kazandırdığı yetenekleri salgın sürecinde çok daha gördük. Hızlı karar alma, etkin şekilde uygulama mekanizmaları ülkemizin pozitif yönde ayrışmasını sağlamıştır.
YENİ ANAYASA
Hiç şüphesiz en önemli reform başlığımız, milletimize sözünü verdiğimiz sivil anayasadır. Yeni bir anayasa kazandırmayı amaçlıyoruz. Geçmişte darbelerle hazırlanan yasaların, milletimizin beklentilerine cevap veremediği kısa sürede ortaya çıkmıştır. Türkiye’deki anayasa değişikliği gayretleri asıl metnin hukukuna zerh edilmiş, beklenen neticelere ulaşamamıştır. Mevcut anayasamızdaki bu arızayı gideremedik. Yeni ve sivil bir anayasa konusunu tekrar gündeme getirmemizin nedeni de işte budur. Sistemi artık 3. yılına yaklaşan tecrübeler ışığında geliştirmemizin de farkındayız.
“FABRİKALARDA MAKİNALAR HİÇ DURMADI”
Dünyanın en güzel kadim coğrafyasındaki bin yıllık varlığımızı, siyasi ve ekonomik adımlarımızla birlikte sürekli güçlendiriyoruz. Bölgemizde 1990’lardan beri yaşanan insanı ve siyasi krizler milletimizin birlik ve beraberliğiyle devletimizin gücünün ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Türkiye, çok partili siyasi hayata geçişle bir üst kademeye çıkardığı demokrasi mücadelesini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle daha da yukarı çıkarmıştır. Elbette salgın uygulamaya koyduğumuz tedbirlerden etkilenen kesimlerle birlikte hepimizin hayatında zorluklar açmıştır. Tedbirleri kimi zaman sıkılaştırarak kimi zaman esneterek, salgının tehditlerini en az seviyede tutmaya gayret ettik. Fabrikalarda makinalar hiç durmadı, ihracata yönelik üretim yapan fabrikaların çoğu bu yılın kapasitesini çoktan doldurdular. Kara yollarımıza demir yollarımıza, limanlarımıza yaptığımız yatırımların önemi tıpkı hastanelerde olduğu gibi bu dönemde iyi anlaşıldı. Yıllarca bizi ülkenin kaynaklarını taşa toprağa gömmekle suçlayanlar, şimdi niye güçlü alt yapı kurmadığımıza getirmeye başladılar.
“GELİN TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPIN”
Türkiye 19 yılda kazandırdığımız yatırımların anlamını daha da gösterecektir. Tüm yatırımcılara bir kez daha sesleniyorum. Gelin Türkiye’ye yatırım yapın. Bugün yatırım yapanlar da çok kısa sürede aynı kazançları elde edeceklerdir. Artık ülkemize yapılan yatırımların küresel düzeyde tasarlanması ve gerçekleştirilmesi gerekiyor. Türkiye, küresel bir merkez haline geliyor. Vatandaşlarımıza evlerindeki tuttukları altınları ve dövizleri finans kuruluşları vasıtasıyla ekonomiye kazandırmalarını bir kez daha çağrısını yapıyorum. Türkiye’nin yatırımcılar için cazip bir ülke haline geldiği sözümüz afaki bir sözden ibaret değildir, somut verilere dayanıyor. Ülkemizde 103’bin şirket açılırken, kapanan sayısı 16’yı dahi bulmadı. Türkiye iş yapma kolaylığı endeksinde eskiden 175 ülke arasında 84. sıradayken artık 190 ülke arasında 33. sıraya çıkmış bulunuyor. Bu tablo, özellikle yatırımcıların ülkemize olan inançlarının inşa ettiğimiz alt yapı sayesinde giderek arttığına işaret ediyor.
“HAYIRLI GELİŞMELERİ YAŞAYACAK, GÖRECEĞİZ”
Türkiye’nin önünü başka türlü kesemeyeceklerini anlayanlar, şimdi de gözlerini milletimizin birliğine kardeşliğine dikmiştir. Gezi Olayları’ndan, 15 Temmuz’a kadar milletimizi kendi içinde parçalayıp kırmak birbirine düşürmektir. Hamdolsun dünyanın pek çok yerinde başarıya ulaşan bölücülük oyunu Türkiye’de tutmamıştır, tutmayacaktır.Yaşadığımız olayların bundan sonrası için çok daha dikkatli olmamız gerektiğini göstermektedir. Savunma sanayinden enerji sektörüne, siyasi özgürlüklere kadar sayısız yaşadığımız örneklere kadar bu riyakarlıklara kabul etmedik, etmeyeceğiz. Suriye’den Libya’ya Kıbrıs’tan Karadağ’a her yerdeki mücadelemizi başarıya ulaştırdık. Bize yüksek perdeden siyaset ve demokrasi dersi çalışanlar bu kararlı duruş karşısında eşit şartlarda ilişki tesis etmeye mecbur kalmışlardır. Önümüzdeki dönemde hayırlı gelişmeleri beraber yaşayacak, göreceğiz. Bu hayırlı dönem için çok daha fazla çalışacağız. İnşallah 2023’e varmadan bu başarıya ulaşacağımız inanıyoruz, yeni anayasamızla bunu taçlandıracağız.