Yeşil dönüşüme entegre iklim dostu ürünleriyle iklimlendirme sektöründe fark yaratıyor

featured

Avrupa Yeşil Mutabakatının gündemde olması ve Türkiye tarafından Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın hazırlanmasının ardından üretim, tüketim ve geri dönüşüm süreçleri yeniden tasarlanıyor. Yeşil dönüşümü iyi analiz etmek ve bu değişime ayak uydurmak, üretim yapan firmalar için büyük avantaj sağlıyor. Dünyadaki sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 35’ine neden olan iklimlendirme endüstrisinde faaliyet gösteren şirketlerin doğaya karşı sorumluluk üstlenmesi de her geçen gün daha önemli hale geliyor. Üretim süreçlerinde karbon ayak izini minimize etmeyi hedefleyen Systemair Türkiye, bu konuda önemli bir ilke imza atarak Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) çalışmasını kendi sektöründe uygulamaya başlayan ilk firma oldu. Bu çalışma sayesinde ürünlerinin yaşam döngüsü boyunca çevresel etkilerini hesaplayarak temiz üretim gerçekleştirme konusunda hedefler belirleyen Systemair, sürdürülebilirlik yönetimi konusunda başarısını artırarak pazarda rekabet üstünlüğü kazanmayı planlıyor. Systemair, bu metodolojisi konusunda yetkinlik kazanan Ar-Ge ekibinin yanı sıra bu çalışmanın sonuçları sayesinde hangi teknoloji veya prosesin en düşük çevresel etkiye neden olacağını da hesaplayabilecek. Şirket, böylece Ar-Ge ihracatında sektörde adından söz ettirecek.

Üretim ve tüketimin artması, sanayi sektörünün hızla gelişmesi, kentleşme ve farklı parametreler, dünyadaki karbon emisyonunu hayati bir konu haline getiriyor. İklimlendirme sektöründeki ürünlerin çevresel etkilerinin değerlendirilmesinin çok kritik olduğunu ifade eden Systemair Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Eroğlu, üretimde karbon ayak izini minimize etmek için yaşam döngüsü boyunca oluşan çevresel etkilerinin hesaplanabilmesinin bir gereklilik olduğunu vurguladı. Şirketin Türkiye Ar-Ge merkezinde uygulamaya aldığı Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) uygulaması sayesinde veri merkezi soğutma cihazı olan Geniox Tera başta olmak üzere Systemair Grup genelindeki tüm ürünlerin üretim, lojistik ve operasyon süreçlerindeki çevresel etkilerinin hesaplanabileceğini söyleyen Eroğlu, şirketlerin bu sayede Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı 2021’e uygun iyileştirmeler yapabileceğinin altını çizdi.

 

Karbon sıfır olma yolunda hızla ilerliyor

Kısaca YDD olarak adlandırılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ile elde edilen sonuçları analiz ederek yeşil dönüşüme uyumlu iyileştirmelerde bulunacaklarını belirten Ayşegül Eroğlu; “YDD; ürünlerin iklim değişikliğine, su, hava ve kara ekosistemine olan etkilerinin hesaplandığı bilimsel ve akademik bir yöntemdir. YDD, ürünlerimizin karbon ayak izi hesaplamasını yapmanın ötesinde tüm yaşam döngüsü boyunca çevreye olan etkisini ölçümleyip raporlamamıza ve gerekli iyileştirmeler yapmamıza aracı oluyor. Üretim ve kullanım aşamalarında yüksek enerji ve ham madde gereksinimi olan süreçleri belirlemeye ve etkilerini hesaplamaya yardımcı olan bu hesaplama metodu, ürettiğimiz ürünlerin çevresel etki seviyesini ortaya koyuyor. Böylece operasyon, lojistik, ham madde tedariki gibi aşamaların hangisinin daha çok çevresel etkiye sebep olduğu kolayca tespit edilebiliyor. Bu hesaplama, üretim süreçlerinin iyileştirilmesi konusunda da ekolojik tasarıma destek olacak verileri sağlayarak dönüşüm süreçlerinde daha yeşil çözümler sunulmasına olanak sağlıyor” dedi.

 

Systemair Ar-Ge ekibi YDD yetkinliği kazandı

Systemair Türkiye olarak bu değerlendirmeyi Systemair Grup içinde kendi bünyesinde gerçekleştirebilen tek firma olduklarının altını çizen Ayşegül Eroğlu, bu çözümün Ar-Ge ihracatındaki rolünü şu sözlerle anlattı: “Ar-Ge ekibimiz, İTÜ ile yürüttüğü bu proje için özverili bir çalışma sergiledi ve YDD alanında edindikleri yetkinliği kullanarak yaşam döngüsü değerlendirme çıktılarını firmamızın kullandığı seçim programına entegre etti. Bu proje sonucunda, veri merkezleri için ürettiğimiz Geniox Tera serisindeki ürünlerin kapasite, aksesuar ve eklentileri ile üretim sürecinde yaratılan çevresel etkileri otomatik olarak diğer kapasite ve tüketim bilgileri ile birlikte hesaplıyor ve tüm bu verileri ürün teknik seçim çıktılarında raporluyoruz. Projenin ikinci fazında ise Systemair Grup bünyesinde kullanılan ve müşterimize açık olan ürün seçim programı Airware PRO’da seçilen tüm ürünlerin çevresel etkilerini SimaPro 9.1 yazılımı aracılığıyla EcoInvent veri tabanıyla ilişkili şekilde raporlamayı hedefliyoruz. Kazanılan YDD hesaplama yetkinliği sayesinde 40’tan fazla ham madde ve komponente dair emisyon değerlerini veri tabanına ekledik. Üstelik Systemair’ın faaliyet gösterdiği 52 ülkeye bu mühendisliği Türkiye olarak ihraç ediyoruz. İklimlendirme sektöründe YDD çalışmasını Ar-Ge ihracatı başarısına da dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu çalışmanın hem sektörümüze farklı bir perspektif kazandıracağına hem de Türkiye’nin ihracattaki stratejik rolünü güçlendireceğine inanıyoruz.”

 

Systemair ve İTÜ iş birliği

İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi iş birliği ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu yöneticiliğinde tamamlanan “İklim Dostu İklimlendirme Cihazları Üretimi” projesinin detaylarıyla ilgili açıklama yapan Ayşegül Eroğlu; “İTÜ ile birlikte önemli bir üniversite-sanayi ortak çalışmasına imza atarak YDD çalışmamızı gerçekleştirdik. Bu çalışmamız ile Karbon Ayak İzi ve Su Ayak İzi hesaplamalarını yaptık. YDD çalışmamız sonucunda elde edilen çıktılar üzerinden Geniox Tera ünitesinin etkilerinin iyileştirilmesine yönelik sürdürülebilir ve yeşil çözümleri saptadık. İklimlendirme sektöründe bu hesaplamalar, Türkiye’de ilk kez yapılıyor. Üstelik dünyada sayılı endüstriyel çalışmalardan biri konumunda. Bu başarının arkasında Systemair’ın teknik gücü, İTÜ’nün köklü bilgi birikimi ve deneyimi yer alıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Systemair ve Systemair Türkiye Hakkında:

Gerald Engström tarafından 1974 yılında İsveç’te kurulan global iklimlendirme devi Systemair, dünya çapında başta klima santralleri olmak üzere fanlar, hava dağıtım ekipmanları, hava perdeleri ve soğutma ürünleri alanında üretim yapıyor. Systemair; Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Orta Doğu, Asya ve Güney Afrika olmak üzere toplam 54 ülkede faaliyet gösteriyor, 29 fabrikasında üretim yapıyor ve toplam 6 bin 500 kişiye istihdam sağlıyor. Global iklimlendirme devi Systemair, ismini faaliyet alanı olan Havalandırma, Soğutma ve Klima kelimelerinden alan Türk firma HSK’nın yüzde 90 hissesini 2012 yılında satın aldı. Fabrikalar, alışveriş merkezleri, havalimanları, şehir hastaneleri, endüstriyel tesisler gibi dev projelerin iklimlendirmesini sağlayan Systemair Türkiye’nin ürün gamında; klima santralleri, fanlar, hava dağıtım ekipmanları, hava perdeleri ve soğutma ürünleri yer alıyor. Systemair’ın, Dilovası Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde 2018 yılında yaklaşık 28 bin metrekare alan üzerinde kurduğu fabrikası, Türkiye’nin “Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik” anlamına gelen LEED Gold Sertifikası’na sahip ilk klima santrali fabrikası unvanına sahip. Temel misyonu “mekânların iç hava kalitesini artırıp insanlara temiz hava sağlamak” olan Systemair Türkiye, bu hizmeti sunduğu tüm cihazlarını Dilovası’ndaki fabrikasında üretiyor. Türkiye’de klima santralleri sektöründe yaklaşık son 10 yıldır pazar lideri olan Systemair, yeni fabrikasıyla yılda 4 bin 500 adet klima santrali üretebilecek kapasiteye sahip. Otomasyonlu klima santralleri alanında da Türkiye pazar lideri olan Systemair, Türkiye’de bu hizmeti fabrika çıkışı olarak sağlayabilen sayılı firmalardan biri. 25’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Systemair Türkiye, aynı zamanda şirketin global arenada 9 teknik merkezinden biri olarak yeniliklere öncülük ediyor. Systemair, son olarak Avrupa’nın en son teknolojiye sahip Veri Merkezi Test Laboratuvarı 365 Performance Center’ı Türkiye’de açtı. Systemair’ın Dilovası’ndaki fabrikası içinde hayata geçirdiği bu merkez, Avrupa’nın en yüksek kapasiteli veri merkezi test laboratuvarı konumunda.